Sorun bildirimi alındı!
En kısa sürede kontrol edilecektir.
Frasier'ın narsistliği yine tavan yapıyor! Bu seferki hedefi ise Seattle'daki elit sanat camiasını büyülemek. Radyoda sanat eleştirmenliği yapmaya başlayan Frasier, kendini bir anda entelektüel bir savaşın ortasında buluyor. Ancak işler, Frasier'ın eleştirdiği bir sanatçının esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolmasıyla karmaşıklaşıyor. Yoksa Frasier'ın sivri dili, beklenmedik sonuçlar mı doğurdu? Niles, kıskançlık krizlerine girerken, Daphne ise Frasier'ın bu yeni "sanatsal" kişiliğinden oldukça etkileniyor. Martin ise her zamanki gibi, bu karmaşık sanat dünyasına anlam vermeye çalışırken, oğlu Frasier'ın içten içe ne kadar komik duruma düştüğünü fark ediyor. Bölümün sonunda, sanatçının kayboluşunun ardındaki gerçekler ortaya çıkarken, Frasier da egosuyla yüzleşmek zorunda kalıyor. Belki de sanat dünyası, Frasier'ın sandığı kadar "zeki" olmayabilir!
Yorumlar (0)